3lzem
28.06.2024 20:09:00
28.06.2024 20:08:00
28.06.2024 19:50:00
28.06.2024 19:48:00
28.06.2024 19:41:00
fotoğrafını çekemediğim anı kaydetmeliyim bir yere mutlaka. girizgah:ben çok yakın zamanlarda bir şey keşfettim, dinlemek dedikleri. yetişkinler üzerinde yıllardır gıdım gıdım yol alıyordum ki huy edinmeye başladıkça çocuklar üzerinde de uygulamaya geçebildim. ve mucize. çocuklar anlatacak şeylerle dopdolular. en küçükleri bu mahallenin veledleri ve en büyükleri kuzenlerimin çocukları 14-16 yaş aralığı. en çok bu yaş çocuktan çekindiğimi farkettim önce, tek başına beni ziyaret etmeye gelen kuzenimle ne yapacağımı düşünürken. çünkü ona isteyerek istemeyerek rol model olacağım korkum vardı. sizi seven bir çocuk korkutucudur yani, sizi sevdiği için iyi kötü demeden istediğini alabilir sana bakıp. bende de görebileceği çok da hoş şeyler yok diye düşündüğümden terler basmıştı sırtımı. sonra dinlemeye başladım. anlattıklarını anladığım şekilde geri söylemek ve anlattığı şeyleri daha fazla açmasını sağlayacak sorular sormak dışında hiç bişi söylemedim ve öyle şeyler duydum ki. çok büyük ve önemli bir deneyimdir bu hayatımda. küçüklere uygulamaya başlayınca aynısını, delirdiler resmen. tek bir ayaküstü sohbetle kurduğumuz bağ bambaşka oldu. tek yaptığım, anlattıkları şeyleri duymak ve duyduğumu ifade etmek ikna edici bir şekilde. yani tekrar ederek. insanın etrafında boyu beline gelen -ki boyun 160cm- birbirleriyle yarışırcasına kendilerini, hayatlarındaki önemli olayları anlatan cıvıl cıvıl çocukla dolması enerji kaynağı, tarif edebilmeyi isterdim, o yüzden işte koştur koştur not aldım. not alırken bi kez daha geçtim içinden.evden çıkarken çalan şarkıyı da ekliyorum zira çocukların yanı sıra zihnimde de dıpdırıdıpdırııdı diye dönüp duran bir de o vardı. çocuklardan aldığım bu güncel havadisleri kaybetmemek için bisikletimi taktım 3e bastım pedala apar topar attım kendimi en sevdiğim kahvecinin çok şükür ki o anda boş olan en sevdiğim koltuğuna.apartman kapısından çıkar çıkmaz koşarak yanıma gelen derin üçüncü sınıfa geçmiş, kulaklarını deldirmiş ve saçlarında daha önce olan o renkli çıtçıtları çıkarmış. küpeleri altın top. güzel onayını aldı. hemen arkadan yetişip popoma sarılan ece de ikinci sınıfa geçmiş, saçlarını kestirmiş ve ayrıca dün süpürgenin üzerine düşmüş. çorabını çıkaramadığı için yara izini çorabına kadar gösterebildiğine üzüldük. sonra tüm mahalleli toplantı, birini derin ötekini ece tanıştırdı büyük büyük hareketler. işte bu poyraz. bu nisa. bu zeynep. zeynep doğanın ablası. doğan zaten dünyalar güzeli, dolunay suratlı. en küçükleri. fazla oyalanmadı yanımızda. derinin saçlarındaki renkli çıtçıtları çıkardığı bilgisini kardeşi poyraz da tasdikledi. ecenin süpürgenin üzerine düşüş hikayesi tüm detaylarıyla incelendi. derin bu dene parise tatile gidecekmiş. zeynep, antalyayı görmüş, izmiri görmüş, istanbulu görmüş bir de orduyu görmüş. bir kaç kes teyit edildi. eceler birinci katta kapısında hoşgeldin yazan hayır hoşgeldiniz yazan evde oturuyormuş. poyrazlar nisaların karşısında oturuyormuş ve nisalar da derinlerin karşısındaki evde oturuyormuş. zeynep şuradaki apartmanın üçüncü katında oturuyormuş ayrıca o da birinci sınıfa geçmiş. zeynep’in evlerini tastamam doğru anlatıp anlatamadığı da teyit edildi, tastamam doğru anlatmış. bütün bu bilgiler tekrar tekrar anlatıldı heyecanla, düştüğünü anlatan birinin sesine daha önce nasıl da düştüğünü anlatan sesler karıştı. bu arada zeynep beni dokunarak tanımaya çalıştı, bol bol el el tutuştuk. gürültüler yükseldi alçaldı. arada okundu’nun orada ne işi olduğu, nerede yaşadığı, ne sıklıkla geldiği sorgulandı. isimler tek tek teyit edildi. okundu isimli tüm tanıdıklar her zamanki gibi yeniden anıldı. gürültülü vedalar eşliğinde şöyle “görüşürüz okundu abla” “okunduabla görüşürüz” “görüşürüz okundu abla” “okunduabla görüşürüz” “görüşürüz okundu abla” “okunduabla görüşürüz” “görüşürüz okundu abla” “okunduabla görüşürüz” yolcu edildim annemlerin oradan. her birine isimle geri dönüş verildi. inanılmaz hislerle dolup taştım. ve hatırlamak istedim sonsuza kadar.